Enflasyonda Vergi oyunları
Değerli okuyucular, İşini bilen Sermayedarlar için Enflasyon muhasebesi altın tepside sunulmuş bir hediyeye dönüşmek üzere, Asıl şaşkınlıkları, nasıl bu işten kârlı çıkacaklarını keşfetmeleriyle başladı. Kimileri sermaye artırımına koşarken, kimileri de bu fırsatla nasıl "daha az vergi öderim" derdine düştü. Ama gelin görün ki, işin içinde bir de maliye var, kazın ayağı ne durumda acaba ve bakalım bu oyun nasıl sonlanacak...
Görüyorum ki, sermaye artırım talepleri adeta çılgınlar gibi patladı. Öyle ki, sermayedarlarımız uyanınca fiktif vergileme fiktif vergiden düşmeye evrilecek.
Enflasyon muhasebesi Türkiye’de devreye girdi ve ne oldu? Öz kaynakları güçlü olan şirketler bu durumu avantaja çevirdi. fabrika binaları, arsalar, demirbaşlar... Varlıklar birden bire değer kazandı, ve tabii ki hemen "servet vergisi" adı altında bir fatura geldi. O da ne? Vergi ödeyenler itiraz bayraklarını açtı: "Fiktif rakamlarla vergi mi olurmuş!" dediler. İşin garibi de şu ki; Türk vergi sistemine göre, satarsan değer artışı vergilenir, satmazsan vergilenmez. E bu durumda haklı olarak, gerçekleşmeyen bir satıştan nasıl vergi ödeyelim kanuna aykırı değil mi diye soruyorlar. Bir yandan fiktif zarar edenler de var. Bunlar sessizce bir kenarda oturuyorlar.
Hani eskiden moda kıyafetler olurdu ya, Simdi Sermaye kıyafeti moda: "Sermaye artırırsak ya hiç vergi ödemeyiz ya da daha az öderiz" düşüncesi ortalıkta dolanıyor. Bu kadar açık ve net bir durum. Böyle giderse idarenin işine gelmeyecek, bu uygulamanın kaldırılması kamunun menfaatine olacak, o belli. Herkes canının derdine düşmüşken, kabak tabii ki kimlerin başına patlıyor? Bizim gece gündüz demeden çalışan mali müşavirlerin! Mükellef bir yandan, devlet diğer yandan... fiktif enflasyon karlarından vergi çıkaran Mali Müşavirler şirket sahiplerince hiç sevilmiyor vebu arada idare tarafından onlara kaldıramayacakları yük yüklenerek ve haklarını verilmeyerek saygısızca davranılıyor Mali Müşavirler ağızlarını bozma noktasına geldiler ben mi yarattım bu enflasyonu sesleri bir bir yükseliyor
Mali müşavirler de kara kara düşünüyor, "Acaba bir yere girip maaşlı mı çalışsam, en azından sorumluluğum olmaz," diye. E, bu maliye de sağ olsun, artık vergi levhası sorgulama, belge talep etme gibi rutin işlerden bile vergi talep etmeye başlamış. Yoksa batıyor muyuz, iflas mı ediyoruz? Bu iş nereye gidiyor? Düşünmeden edemiyor insan.
Mehmet Şimşek de sanki sihirbazmış ve şapkadan tavşanı ilave vergilerle çıkaracakmış diye bekliyoruz. Ama çok bilende çok yanılırmış!
Sonuçta, bizim sermayedarlar öyle boşuna uyanmadı. Türk insanının pratik zekası sağ olsun, bir yolunu buluruz elbet dediler ve buldular da! Sermaye artırımı mı? Oh ne âlâ, kağıt üzerinde fiktif hareketlerle Ceza sahasına girer Golümüzü atar geçeriz. Hadi canım, bu hesaplar öyle kolay yapılmaz! Kâğıt üzerinde kâr, zarar fiktif rakamlar ve gol böyle atılır ama kim kime atıyor belli değil.
Ama işin acı tarafı şu ki, maliye bakanlığı bu zeki manevraların peşine düşerken elinde kalan ne olacak? Büyük ihtimalle, hesap kitap tutarken zararda çıkacak. Bizim sermayedarlar için her zaman bir B planı vardır, ama bakalım devletin C planı ne olacak? Koca bir soru işareti.
Türk insanının kendi yöneticileri ile kendi içinde oynadığı bu oyunu izlemek oldukça eğlenceli olacak, öyle değil mi? Kim bilir, belki de maliye bakanlığı bu oyunda kendi kozunu oynayacak... Yalnız o zamana kadar, biz oturup bu zekice oyunları izlemekle yetineceğiz.
Mahir NAZLIER
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir