Değerli okuyucularım, otomobil piyasasında yeni bir gelişmeyle karşı karşıyayız. Sayın Cumhurbaşkanının Amerika ziyareti öncesinde, 2018’den bu yana Amerika menşeli araçlara uygulanan yüzde 60 ek gümrük vergisi kaldırıldı. İlk bakışta kulağa hoş geliyor, değil mi? “Oh, artık Amerikan araçlarına daha uygun fiyatlarla bineceğiz” diye düşünenler oldu. Fakat kısa sürede görüldü ki bu hikâyenin bir başka yüzü var: Yeni vergiler kapıda.

Önce tabloyu netleştirelim. Türkiye’de fabrikası olmayan araçlara yüzde 25 ya da 6 bin dolar ek vergi getirildi. Elektrikli ve şarjlı araçlarda ise oran yüzde 30’a çıktı; tutar da 7 ila 8 bin dolar arası.

Peki bu ne anlama geliyor? Tesla gibi markalarda 500 bin lirayı bulan indirimler gündeme gelebilir. Cadillac, Hummer, Lincoln gibi lüks segmentte ise daha da büyük düşüşler söz konusu olabilir. Ama Ford gibi orta sınıf araçlarda vatandaşın bu indirimi hissetmesi zor.

Diğer yanda ise zam rüzgârı esiyor. Avrupa Birliği ve Serbest Ticaret anlaşması dışında kalan, Türkiye’de üretimi olmayan markalar zamlı hale gelecek. Japon araçları—Toyota, Honda—başta olmak üzere, Güney Afrika üretimi VW Polo ya da Meksika’dan gelen Audi Q5 gibi modeller fiyat artışına hazırlanıyor. Çünkü mesele markanın kime ait olduğu değil, üretim yeri.

İşin özünde ortaya ilginç bir tablo çıkıyor: Bir yandan Amerikan menşeli bazı araçlarda indirim, diğer yanda ise Japonya’dan, Meksika’dan veya Güney Afrika’dan gelenlerde zam.

O halde ne yapmak mantıklı? Eğer gözünüzü diktiğiniz model vergi indirimiyle ucuzlayacaksa, biraz sabredip fiyatların oturmasını beklemek akıllıca olabilir. Ama zamlı gruptaki araçlardan almayı düşünüyorsanız, elinizi çabuk tutmakta fayda var.

Elbette bu bir yatırım tavsiyesi değil, sadece fikir paylaşımı. Nihayetinde otomobil piyasası da hayat gibi: Bir yanda kazanç, bir yanda kayıp. Kararı siz verin.

Sağlıcakla..

Mahir NAZLIER
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir