Nakit Para Yasaklanıyor: Özgürlük mü, Kontrol mü?
Değerli okuyucular, günümüzün en hararetli tartışmalarından biri nakit kullanımının yasaklanması. Bazı marketler şimdiden nakit kabul etmeyi durdurdu bile. Bu hareket, bizlere bir dönüm noktası mı sunuyor yoksa özgürlüğümüzden bir parça daha mı alınıyor?
Hepinizin bildiği gibi Maliye Bakanlığı’nın belirlediği 7.000 lira üstü işlemler, banka ya da finans kurumları üzerinden yapılmak zorunda. Nakit tahsilat ya da ödeme yapmak neredeyse imkânsız hale geldi. Şimdi, bu sınırlar daha da daraltılmak isteniyor. Amaç gerçekten vergi gelirlerini kontrol altına almak mı yoksa bireylerin hareket alanlarını kısıtlamak mı? Belki de burada biraz Şeytanın avukatlığını yapmak gerekiyor.
Dijitalleşmenin bu kadar ön plana çıkması, toplumda büyük soru işaretlerine yol açıyor. Paramızı elimizde hissettiğimiz dönemlerden, dijital dünyada ne harcadığımızı ve ne kazandığımızı bile tam olarak göremediğimiz bir çağa adım atıyoruz. "Globalleşme" denen şey, aslında dünyayı tek bir elden yönetilen bir yer haline mi getiriyor? Bir ülkede çıkan bir uygulama, hızla diğer ülkelere de yayılıyor ve kısa sürede bu kuralların zorunlu uygulayıcısı oluyoruz.
Peki, bu durumda bizler neredeyiz? Gücümüzü kaybedip, yönlendirilen birer tebaa mı oluyoruz? Dünyayı yönetenler, kontrolü tamamen ele geçirip, insanları dijital bir kafesin içine mi sıkıştırıyor?
Bu noktada yasaları sorgulama zamanı gelmedi mi?
Yasaların Ötesinde: İnsan Olmanın Gerçek Gücü
Her yanımız yasalarla çevrili. Ama bahsettiğimiz yasalar, doğanın ve evrenin yasaları değil; insanın yarattığı ve zamanla çöküşe sürüklenen yasalar. Ekonomik, Sağlıksal, eğitimsel ve mali yasalar, artık hayatın gerçekleriyle uyuşmaz hale gelmeye başladı. Örneğin, enflasyon muhasebesi yasası, büyük şirketler için bir avantajken, borç yükü altında ezilen küçük işletmeler için adeta bir tuzak.
Maliye Bakanlığı yamalı bohçaya dönüştürdüğü yasaları sürekli değiştirmek zorunda kalıyor, çünkü sistemin çürük bir temele oturduğunu kabul etmek zorunda kaldılar. Yasaların bu çöküşü, aslında kim olduğumuzu da sorgulama fırsatı sunuyor. Elimizde tuttuğumuz ya da yapıştırma tüm o tanımlar, maskeler birer birer düşüyor.
Bu durumun farkına varmak, aslında bir uyanış. İnsan eliyle yapılmış yasalar, insan doğasının derinlerine inemiyor. Ekonomik manipülasyonlar, geçici çözümler, içeriği güven vermeyen sıvılar ve sahte gündemler, insanlığın özüne hizmet etmiyor. Eğitim ve maliye yasaları, sürekli yamalarla ayakta tutulmaya çalışılıyor. Ancak bu yamalar, sistemi daha da karmaşık bir hale getiriyor.
Şimdi zamanı geldi. Geçmişin ağırlığını üzerimizden atma ve yasaların ötesine geçme zamanı. İnsan olmanın gerçek yasasını, kendi içimizde, kendi gücümüzde keşfetme zamanı. Çünkü yasaların ötesinde, gerçek özgürlük ve güç bizi bekliyor!
Mahir NAZLIER
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir