Zenginlik Çemberi
Selam Dostlarım,
Bugün sizlerle zenginliğin bir hedef değil, mevcut bir durum, bir yolculuk olduğunu konuşacağız. Zenginlikten bahsederken, aslında bu durumun verebilme ile alakalı bir konu olduğuna değineceğiz.
Fakir Adam ve Guru'nun Dersi:
Çok fakir bir adam, guruya giderek zengin olması için dua etmesini ister. Guru ona, “Sen galiba bir şeyler vermelisin,” der. Fakir adam, “Benim hiçbir şeyim yok,” diye cevaplar.
Guru şöyle der: “Bir yüzün var, insanlara gülebileceğin. Bir dilin var, insanlara güzel bir şeyler söyleyebileceğin. Bir zihnin var, insanlara hayır duaları verebileceğin.”
Hangi konuda veriyorsan, o konunun zenginisindir. Bu basit ama derin öğreti, zenginliğin sadece maddi varlıklardan ibaret olmadığını gösterir. Vermek, aslında zenginliğin temel taşlarından biridir.
Zenginlik Nedir?
Zenginlik, kişinin varoluşuna anlam ve derinlik katan şeydir. Bir içe bakış, öze bakıştır, Dışarıda bir şey yok mantığı ile Nihayetinde içten içerdekilere bir bakıştır. Maddi zenginlik finansal varlıklar, gelir, yatırımlar ve mal varlığı iken; manevi zenginlik ruhsal tatmin, mutluluk, huzur ve içsel zenginliktir. Maddi ve manevi zenginlik arasındaki bağlantıyı fark etmek, bütünsel bir zenginlik çemberini oluşturur.
Kuantum Bakış Açısı ve Zenginlik:
"Özü güzel olanın sözü de güzeldir," derler. Yansımalar genelde dıştan içe değil de içten dışa doğru olur. Kuantum bakış açısıyla önce ağaç var, sonra milyonlarca tohum olur. Seni severlerse mutlu değilsindir, Mutluysan seni severler. Paran varsa zengin değilsin, Zenginsen Paran olur, Yani tümdengelim olayı ve Evren sana Varsaydığında ve o tutumda olduğunda nasıl zengin olduğunu ispatlamaya çalışır. Düşüncelerinize ve sözlerinize dikkat edin; önce alışkanlıklarınız olur, sonra da kaderiniz.
Çekim Yasası ve TheSecret:
Bir dönem çok meşhur olan "The Secret" kitabında bahsedilen çekim yasası aslında şunu anlatır: Ne isen onu çekersin, istediklerini değil. Yani, kralsan krallık sana zaten verilir. Kral olmadan sana krallık verilirse, içindeki fare kedi tarafından kapılır. Soru şu olmalı nasıl bir kralım ben ve Ona göre davranırım, ona göre konuşur ve tutum sergilerim. Varsaymak buna inanmak ve o şekilde yaşamaktır gibi anlayabiliriz.
Geçenlerde iki aile ile 350 yataklı bir otele gittiğimizde, oradaki güvenlik görevlisine “Bu otelin sahibi olduğunu varsayarak yaşasan, nasıl olurdu?” dedim. Sahip olduğu halde, rol gereği güvenlik görevlisi gibi davranan biri olmanın nasıl bir duygu olduğunu düşündüm. Aslında kendime nasihat veriyordum: Hayal gücü ne kadar önemli!
Zenginlik çemberinin bileşenleri arasında kuantum bakış açısı, kişisel gelişim, ruhsal bir yolculuk, kendinle sağlıklı ilişkiler ve hoşnutlukla kabul yer alır.
Bu yaşam tiyatrosunda kostümü çıkarıp astığınızda sizinle gelecek olan aldıklarınız değil, verdikleriniz olacak ve bu zenginlik kabul edilecek.Manen biriktirdiğimiz: Sevgi, Huzur, Mutluluk, Saflık ve Bilgelik servetten sayılacak.
Özünde Bilgelik, kendine ve karşındakine ruh gözüyle bakabilmektir; yani kostümün içindeki aktörü görebilmektir. Herkes zenginliği kovalarken hatırlanması gereken ise zenginliğinde bilgeliği kovaladığıdır.
Zenginlik çemberinin başlangıcı bir hayal, ortası bir bakış, sonu ise teşekkür ve minnetle tamamlanır. "Gözlemcinin gözlenen üzerinde yaratıcı etkisi vardır," derler; baktığını gördüğüne dönüştürüyorsun aslında. Böyle olunca zenginlik de bir bakış olmuyor mu? Neye nasıl bakıyorsun ve kendine nasıl bakıyorsun her şeyden önemlisi.
Çekim yasası, neysen onu kendine çekersin; varsayımda ise kendini ne olarak varsaydıysan, o olursun.
Peki, varsayımınızın gerçek olacağını bilseniz, kendinizi ne olarak ve nerede varsayardınız?
Yaratım dolu zengin bir bakışlarla mutluluk dolu günler dilerim.