Ev Almak mı?
Türkiye’de ev almak artık bir hayal değil, bir macera! Hem de öyle sıradan bir macera değil; bolca faiz, risk, taksit ve biraz da “acaba dolandırılır mıyım?” endişesiyle dolu bir serüven.
Türkiye’de kredi faizleri öyle bir noktaya geldi ki, evi olanlar için maksimum %13 Kredi imkanı sunuluyor. evi olmayanlar için gayrimenkul bedelinin en fazla %70’si kadar kredi veriliyor bu harika ancak evi olmayanlar ise odeme gücü sınırlı gurubun içinde yer alıyor.
Evi olmayıp ta almak isteyen ve ödeme gücü olan için kredi harika bir seçenek. Öte yandan Kredi alamayanlar için müteahhitlerin sunduğu “taksitli hayaller”e kanacaksınız. İkinci seçenek, özellikle son dönemde oldukça popüler. Henüz temeli atılmamış projeler, sadece birkaç çizimle satılıyor. Hatta bazı projeler o kadar “havada” ki, sanki ev almak yerine bulut satın alıyorsunuz!
Müteahhitler de bu yüksek faiz ortamında zor durumda ve uygun finansman arayışında. Öte yandan insanlar Bankalardan yüksek faizle borç alıyorlar ya da alamıyorlar ve bu durum onları riskli işlere itiyor. Müteahhitler, henüz inşaatı başlamamış projeleri satışa sunuyorlar. Bu işlerden iki tarafta çok para kazanıyor. “3 milyon peşin, gerisi taksit” gibi cazip ödeme planlarıyla insanlar cezboluyor. Ama bu işin kurnazları da piyasaya çıkmıştır.
Noter kanalıyla yapılan protokoller, elbette bir güvence sunuyor. Ama unutmayın, kağıt üzerindeki her şey güzel görünür. Gerçek hayatta ise, müteahhit bir sabah uyanıp “Ben artık bu işi yapmayacağım” dediğinde, noter protokolü size sadece bir hatıra olarak kalır.
‘Taksitli Hayaller’ ve Avantajlar:
Elbette, bu tür projelerin bazı avantajları da var. Örneğin, peşin ödemeniz gereken evin parasını taksitler halinde ödüyorsunuz. Yüksek faiz ortamında, bu taksitler size aslında bir nevi “indirim” sağlıyor. Mesela, 1 yıl sonra ödediğiniz kısım için %50 faiz verilen bir ortamda, siz %50 daha ucuza evin o kısmının sahibi olmuş oluyorsunuz.
Ama bu avantajlar, riskleri görmezden gelmeniz için bir bahane olmamalı. Unutmayın, her güzel ödeme planının ardında, bir de “acaba?” sorusu yatıyor. Acaba müteahhit güvenilir mi? Acaba proje zamanında bitecek mi? Acaba ben bu evi gerçekten alabilecek miyim?
Peki, bu riskli süreçte ne yapmalı?
- Araştırma Yapın: Müteahhitin geçmiş projelerini inceleyin. Daha önce yarım kalan veya sorunlu projeleri varsa, uzak durun.
- Hukuki Danışmanlık Alın:Yatırım yapmadan önce mutlaka bir hukukçuya danışın. Noter protokolü, sizi tam olarak korumayabilir.
- Eğer kredi şartları çok ağır geliyorsa, belki de ev almak için doğru zaman değildir. Sabırlı olun, faizlerin düşmesini bekleyin. inen faizlere rağmen bankalar kredi musluklarını açmayabilir. belki de evi peşin ve ucuza alırsınız.
Türkiye’de ev almak, bu dönemde sadece bir finansal karar değil, aynı zamanda bir cesaret işi. Kredi faizleri, müteahhitlerin riskli projeleri ve belirsizlikler, bu süreci bir “kumar” haline getiriyor. Ama unutmayın, her kumarın bir kaybedeni vardır. Eğer dikkatli olmazsanız, kaybeden siz olabilirsiniz.
Mehmet Şimşekin Konut Seferberliği başlatacağız açıklaması faizler düşse bile kredi musluklarının yine kısıtlı olma durumları ile konutlardaki astronomik artışlar biter ve bir dengeye gelme durumu olabilir. Belki de en iyisi, ne yapmanız gerektiğinden Öte Ne yapmamanız gerektiğidir Bu da bence “kredi ve taksitler çıkmazı”nda kaybolmamak. Sonuçta, ev almak bir zorunluluk değil, bir tercihtir. Sizi barınma krizi ile korkutmalarına izin vermeyin ve kendi merkezinizde kalın Ve unutmayın bazen, en iyi tercih, hiç tercih yapmamaktır.
Mahir NAZLIER
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir